Teknolojinin gelişmesi birçok açıdan iyi oldu. Ancak bazı açılardan baktığımızda eskisi kadar samimi dostlukların oluşmadığı, çocukların artık bir araya gelip zorlu birtakım oyunları oynamak yerine tablet, telefon gibi cihazlar ile vakit geçirdiğini görüyoruz. Teknoloji hayatı kolaylaştırdığı için bir süre sonra insanlar kolaya alışır ve biraz zorluk ile karşınca nasıl tepki vereceklerini bilemezler. Yaşı şuana göre biraz daha büyük olup da mahalle arası oyunlar ile büyümüş olan çocuklar ile günümüzde elinde tablet ve telefon ile oynayarak büyümekte olan çocukları ele alırsak biraz kötü bir tablo ile karşılaşıyoruz. Evet, teknoloji güzel bir şeydir, ancak dozunda kullanılmalıdır. Eskiden çocukların mahalle arasında oynadıkları efsane bazı oyunları sizler için bir araya getirdik. Buyurun eskiden oynanan güzel oyunlara bir bakalım.
Saklambaç: Ebe seçilen bir kişi gözlerini yumar ve diğerleri bir yerlere saklanır ebe görevini yerine getirip sayması gerektiği kadar saydıktan sonra diğerlerini sobelemeye çalışırdı. Sobelenenler arasından seçim yapılır ve yeni bir ebe ile oyuna devam edilirsi. Çay dersem çık, topal tilki gibi kelimeler sık sık bu oyunda duyulurdu.
Yerden Yüksek: Her oyunda olduğu gibi bu oyunda da bir ebe bulunurdu. Ebenin görevi yerden yüksek bir yerde olmayan kişiye dokunun ebeliğini ona aktarmaktı. Çocuklar bu oyunu oynarken hiç farkında olmayan kaslarını minik hareketler ile aktif hale getirip güçlendirirdi. Oyun gereği çok uzun bir süre aynı yüksekte kalmak yasaktı ve oyuncular koşarak bulundukları yükseklikten başka bir yüksekliğe geçerdi.
Seksek: Yere çizilen odacıkların birinden diğerine sekerek gidilir ve çizilen şeklin sonuna kadar tek ayakla sekerek gidilip geri dönülürdü. Bu oyunun çocuklara kazandırdığı şey de kaslarının güçlenmesi ve koordinasyon yeteneğinin gelişmesidir.
Simit: Her ne kadar ebe biraz dövülse de bayağı eğlenceli bir oyundu. Ebe alabildiğince derin bir nefes alır ve nefesini kontrol ederek “simiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiitttttt” diye bağırarak diğer oyunculardan bir tanesinin peşine düşer ve onu ebelemeye çalışırdı. Ebenin nefesi bitene kadar birilerini ebelemesi ya da kendisi için çizilen çembere geri dönmesi en can alıcı kuraldı. Çünkü “siimiiiiiitttt” diye bağırırken nefesini kontrol edemez de ebenin sesi kesilirse diğer oyuncular ebeyi döverdi. Bu oyun bazen can yakıcı olabilmekteydi. Ancak çocukların nefes kontrolü yapabilmelerini sağlamaktaydı.